Zürih’te Gezilecek En Güzel Yerler
Dünya üzerinde bulunan en kozmopolit yapıda şehirlerden birisi olarak bilinen Zürih; İsviçre’nin en büyük şehri. 1 milyon üzerinde nüfusu ile Limmat, Zürih nehirlerinin arasında olan şehir bir vadi üzerine konumlanmış durumda. Bu özellikleri Zürih’in hem doğa hem de şehir güzellikleri ile öne çıkmasında en büyük etkenlerden birisi demek mümkün. Şehrin içerisinde akan Sihl nehrinin güzelliğini de unutmamak gerek. Zürih; dünya üzerinde hem ekonomik olarak hem de insanların kaliteli yaşadığı bir model olarak oldukça önemli bir yere sahip. Yaşam standartları ile dikkat çeken şehir; finans ile bankacılık sektörünün en zirvede olduğu yerlerden birisi.
Zürih denince tabii ki akla sadece ticaret gelmemeli çünkü bu şehir bir kültür başkenti denebilecek niteliklere de sahip. Küçük, zengin ve güzel bir şehir olan Zürih; Dünya üzerinde görebileceğiniz en güzel göl manzarasına sahip. Şehrin adını taşıyan Zürih Gölü; muhteşem bir manzara keyfini her gün Zürih halkı ile buluşturuyor. Şehir çok büyük olmadığı için yürüyerek gezmeniz mümkün. Karmaşadan uzak bir gezinti isteyenler için Zürih biçilmiş kaftan. Orta çağ eserleri ile dolu olan bu muhteşem şehirde taş örme sokakların keyfini çıkaracak ve o sokaklardaki kafelerde dinleneceksiniz. Zürih’i gezmeye karar verirseniz; mutlaka ziyaret etmeniz gereken birkaç noktayı da unutmaya özen göstermelisiniz.
Bahnhofstrasse: Bu caddede gezerken hatırlamanız gereken ilk şey paranız olacak çünkü Dünya üzerinde bulunan en pahalı caddelerden birinde yürüyorsunuz demektir. Maddi olarak çok iyi imkanlar ile gitmediyseniz, su içerken bile dikkatli olmanız şart demek mümkün. Birçok markanın olduğu bu cadde üzerinde muhteşem mimari yapılar ve 70’li yıllardan kalma tarzda dizayn edilmiş kafeler görmeniz mümkün.
Kunsthaus Müzesi: Birçok önemli sanatçıya ev sahipliği yapan oldukça özel bir müze burası. Moment, Rodin, Munch ve en önemlilerinden birisi Van Gogh eserlerinin sergilendiği bu müze sizin de sanatçı yönünüze seslenebilir niteliklere sahip. Zürih’te bulunan en önemli müze olarak bilinen Kunsthaus; aynı zamanda, Picasso, Dali gibi birçok önemli sanatçının da eserlerini bünyesinde bulundurduğu için her yıl birçok sanat sever tarafından ziyaret ediliyor.
Grossmünster kilisesi: Bu kilise Zürih için bir simge haline gelmiş durumda; nedeni ise ikiz kuleleri olması. 12. Yüzyılda yapımı tamamlanan kilisenin renkli camları en dikkat çeken mimari özellikleri arasında yer alıyor. Romanesk tasarımlar arasında oldukça önemli bir yere sahip olan kilise 20. Yüzyılda onarılıyor ve renkli camlar ile bu dönemde buluşuyor.
Fraumunster kilisesi: En eski yapılardan biri kabul edilebilecek olan bu kilise; 9. Yüzyılda yapılmış ancak o dönemden beri birçok kez yeniden inşa edilmesi gerekmiştir. Şehrin en önemli kiliselerinden biri renkli camları ile bilinirken Fraumunster’de; 1970 yılında bünyesine eklenen devasa renkli camları ile ünlenmiştir.
Saat kulesi: Stç Peter’s kilisesinin çan kulesi olarak da bilinen saat kulesi; gotik mimari için oldukça önemli bir eser. 8. Yüzyıldan günümüze sağlam bir şekilde gelmeyi başaran kiliseye saat kulesi; 15. Yüzyıl da ekleniyor. Kulenin boyu 8 metre, bu nedenle de dünyanın en büyük kilise saati.
Zürih’te yeme – içme: Zürih’te 2000’den fazla bar ile restoran bulmak mümkündür. Oldukça hareketli olan bu şehir için rakamlar oldukça düşük kalıyor diyebiliriz. Kalabalık ve çok uluslu bir şehir olması; herkesin kendine göre bir mutfak bulmasına imkan sağlar nitelikte demek mümkün.
Zürih, dünyanın en iyi; Türk, İtalyan, Japın, Thai, Rusya, İran, Fransa, Çim restoranlarına sahip bir şehir. Şehirde vejetaryen ve vegan kişiler için oldukça fazla restoran var. Fransa’nın, Zürih üzerindeki etkisi oldukça fazla olduğu için şarap ve peynir kültürü de bu şehirde oldukça gelişmiş ve tadına bakılması gereken lezzetler arasında.
Yerel tatlar isteyenlerdenseniz; gölde tutulan balıklar, longeole, petit sale, rösti, İsveç çorbası, şaşıracaksınız ancak işkembe de Zürih’in yerel tatları arasında bulunuyor.
Zürih’te alışveriş:
Zürih’e gitmeniz halinde en eğleneceğiniz aktivitelerden birisi hiç şüpheniz olmasın; alışveriş yapmak olacaktır. Para harcamak istemeyen biriyseniz dahi mutlaka şehrin tüm vitrinlerini gezeceğinize emin olabilirsiniz. Bahnhodstrasse, Limmatquai gibi yerlerde alışveriş tutkunuzu hızlı bir şekilde köreltebilir ve oldukça ünlü markaların en özel koleksiyonlarına ulaşabilirsiniz. Fakat Zürih yolcusuysanız bu şehrin zengin insanlara ait bir ortaçağ kenti olduğunu unutmamanız gereklidir.