Roma Ziyaretinde Gezilecek En Popüler Yerler
Roma.. İtalyan kültürünü çok iyi temsil eden tarihi ve canlı atmosferi ile güzel bir şehir. Romantizm şehri, tarih ve eğlenmeyi sevenlerin şehri. Burada birçok harika tarihi yapıyı görebilir, bir çok etkinliğe katılıp gezinizi unutulmaz kılabilirsiniz. Yani, Roma’ya bir gezi planlıyorsanız veya en azından tamamen görülmeye değer olan tatilinizi geçirmek için harika bir yer arıyorsanız, Romada gezilmesi gereken yerler nelerdir, merak ediyorsanız, kesinlikle aşağıdaki önerilerimizi düşünmelisiniz!
1. Villa Borghese’nin Bahçesi.
Eminim Roma’ya gidenlerin çoğu bu harika bahçeyi keşfetmemiştir. Roma da bulunan bu park, bir ingiliz esintileri sunmaktadır. Turistik yerler içeren bir peyzaj bahçesi olup 80 hektarlık bir alan içerisinde yer almaktadır. Mimar Flaminio Ponzio tarafından inşa edilen Scipione Borghese tarafından geliştirilen ve Roma kenarında bir villa suburbana, parti villa olarak kullanılanmaktaydı.
Heykelleri, süs havuzları, otantik dokusu ile başlı başlına muhteşem bir atmosfer ile karşı karşıya geleceksiniz. Park’ın eşsiz güzelliğini daha iyi görebilmek için segway kiralayabilir, park’ta muhteşem bir piknik yapabilirsiniz.
2.Trastevere’de bir akşam yemeği yemek.
Gece hayatını seviyorsanız şayet, Trastevere’yi keşfetmelisiniz. Sadece gece hayatı ve barları ile değil, enfes yemekler sunan resturantları ile de gezilmesi gereken yerler listesinde bulunmaktadır. Roma’nın Regal dönemine ait olan ve Tiberde ki Etrüsk düşmanlarının ele geçirdiği, daha sonra Romalılar tarafından iki bankadan, nehre erişim sağlamak içim tekrardan alırak adına Etrüsk Bank adını verdiler. Aslında, Trastevere ile şehrin geri kalanı arasındaki tek bağlantı Pons Sublicius adlı küçük ahşap bir köprüdür.
3.Capitoline Müzesi’ni ziyaret edin.
Capitoline Müzesi, Romada ki Capitoline Tepesi’nin üzerine inşaa edilmiş, Piazza del Campidoglio’daki bir grup sanat ve arkeoloji müzesi içeren tek bir müzedir. Müzelerin tarihi koltukları, 1536’da Michelangelo Buonarroti tarafından tasarlanmış ve 400 yıldan fazla süredir orada bulunmaktadır. Papa Sixtus IV, Roma halkına önemli eski bronzlardan oluşan bir koleksiyon toplattığı ve onları Capitoline Tepesi’nde bir yer inşaa ettirip 1471’den itibaren tüm tarihi yapı saklanmaktadır.
Piazza merkezinde bulunan binici gladyatör heykeli İmparator Marcus Aurelius’a aittir. Bu heykel bir kopya olmakla beraber orjinalı Capitoline müzesinde saklanmaktadır. 1734 yılında XII Clement halka açıktığı Capitoline Müzesini, sanatın sahipler tarafından değil herkes tarafından zevk alabileceği bir mekan olarak tasarlanan dünyadaki ilk müze olarak kabul edilmektedir. Tüm bu tarihi yapıyı gezdikten sonra hoş manzara eşliğinde teras kafede kahvenin tadını çıkarabilirsiniz.
4.Villa Medici’de Gün Batımı.
İtalya Roma’da Trinità dei Monti’nin yanında bulunan Pincian tepesi’ndeki Villa Medici mimari yapısı ile göz Monti’nin en büyük bahçelerinden biridir.
Ferdinando I de ‘Medici tarafından kurulan ve Toskana’nın Büyük Dükü ve şimdi Fransız Devleti’nin mülkiyetinde olan Villa Medici, 1803’ten beri Roma’da Fransız Akademisine ev sahipliği yapıyor.
Antik çağlarda, Villa Medici’nin bahçesi Lucullus’un bahçelerinin bir parçasıydı ve Messalina’ya ait olan İmparatorluk ailesinin eline geçti ve kendi bahçesinde öldürüldü.
5.Farnese’de Sinema Keyfini Çıkarın ve en az bir film izleyin.
Sinema severlerin, roma’ya gittiklerin de mutlaka uğradıkları yer olan Farnese’ye uğrayıp o büyülü atmosferde bir film izlemeden geri gelmeyin.
Aklınıza gelebilecek her türlü film’e ev sahipliği yapan bir mekan, sinema severler için paha biçilemez bir yer.
6. Yerel Pazar’ın tadını çıkarın. Campo de’ Fiori
İtalyan kültürüne meraklı biriyseniz, Campo de’ Fiori’yi mutlaka ziyaret ederek, italyanların kültürü hakkın da bilgi sahibi olabilir, kendiniz için de alışveriş yapabilirsiniz.
Campo de ‘Fiori, taze meyve ve sebzelerle birlikte diğer gıdaların yanında Roma’da mutlaka görmeniz gereken bir yerdir.
7. Tarihi ile nam salmış Palatino Tepesi
M.Ö. 753’te Roma’nın başlangıcına şahit olan Palatino Tepesi efsanevi bir nokta olarak göz önündedir. Muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilir ve birçok antik harabe ve mermer fresklerin renkli parçalarını sergileyen müzeyi ziyaret edebilirsiniz. 2011 yılında Palatine Bahçeleri restore edilmiş ve gezi alanı ilk defa 2013 yılında açılmıştır.